Yeni evimizi taşınmamızın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen sevemiyorum ve hala yeni diyorum.
Küçük bir kız çocuğu ölmüş daha önce bu evde yaşayan belki o üzücü hikaye yüzünden bilmiyorum ama ısınamadım.
Hem ev çok karanlık, güneş almıyor ….
Antalya gibi güneş memleketinde dedim bunu nasıl başardık biz böyle acaba…
Sonra fark ettim ki – evet bunu çok yeni fark ettim- temizliğe gelen abla bütün panjurları kapatıyor ben de açmıyorum. Bir iki açmaya niyetlenmiştim vaktiyle ama güneş çok dediler, yağmur gelir kirlenir dediler ben de dinledim indirdim bütün panjurları (hemen hemen).
Deli miyim ne?
Güzelim güneş alan salon mağara gibi karanlık, yatak odaları zaten az güneş alıyor iyice olmuş izbe
Evi beyaza mı boyasak ne diye düşünürken dedim ki önce bir şu panjurları aç baktın olmadı ferahlamadı sonra boyarsın beyaza…

Bu yazıya bir güneş gerekiyordu. En güzel güneş Eric Carle ‘ın aç tırtıldaki güneşi bence; miskin, sevimli ve sade
Ya öyle işte insan bazen hiç olmadık yere başkalarının kabulleri ile hayatına anlamsız sıkıntılar sokabiliyormuş….