Kategori arşivi: 12-18 ay oyun

Bize Yarı Akışkan Lazımdı

Yiğit Alp’in yeni merakı yarı akışkan malzemeler yani ne oyun hamuru ne parmak boya ikisinin arası malesef ki tam da ara öğünde yediği yoğurt kıvamı!

Onu engellemek istemiyorum, kendi doğrularıma göre bu onun bir şeyleri öğrenmek için araştırmalarında biri. Biri de yine de yoğurdu bir yandan mıncıklarken bir yandan da yemek yemesini sağlamak çok kolay değil malesef…

Bu durumda ikinci seçenek, ona bu merakını giderecek bir alternatif sunmak. Tabiki bunu bir kez yapınca hımm evet yarı akışkanlara karşı olan ilgimi tatmin ettim demeyecek ama yine de denemek de fayda var.

Ne yapsak, ne yapsak diye düşünürken Nazlı ve Alya’nın kek yaptığını hatırladım. Evreka ! Aranan yarı akışkan bulundu kek hamuru hem durduk yere bir de kekimiz olur fena mı ?

Ben kendi adıma çok ciddi bir şekilde kek yapan bu adamı izledikçe çok eğlendim, bayılıyorum bu atomu parçalıyormuşcasına ciddi surat ifadesiyle iş yapmasına. Belki bu yazının konusu değil ama 18 aylık bir adam nasıl yaşanması gerektiği konusunda o kadar çok şey öğretiyor ki bana sadece bu yüzden bile iyi ki anne olmuşum diyorum…

Herkese iyi haftalar,

Seviyorum ben bu adamı

Seviyorum ben bu adamı

Mutfakta Baba mı Var Yoksa ?

Adım adım’ın setlerini alıyoruz her ay. Bize Alp’in gelişimine uygun oyun fikirleri veriyor. Her zaman ilgisini çekmese de en azından benzer oyunları türetebilmek açısından çok işe yarıyor.

Bu ayın yani 16. ayın konusu mutfağımızı keşfediyorum… Bu konu ile ilgili oyunlar, resimler var gelen setin içinde. Bir tanesi var ki benim adım adım’ı ayrıca takdir etmeme sebep oldu…

Anne, baba mutfakta hepbirlikte yemek pişiriyorlar.

Yani -malesef-  yaygın olduğu gibi anne mutfakta koşuşturup, baba içerde – en iyi ihtimal ile- çocuk ile oynamıyor.

Anne, baba beraber yemek hazırlama sorumluluğunu paylaşıyor. Bu resmin yanına sen de büyünce bizim ile birlikte yemek hazırlayacaksın biliyor musun? denebilir.

Birlikte hazırlanan bu yemeklerin bir anlamı olur, hem hazırlanılır hem konsulur, gün özetlenir, herkes bir şeyler paylaşır…

Zaten paylaşmaya yeterince zaman ayıramayan aile bu sayede kendine zaman ve anı yaratabilir…

Benim annem çalışıyordu ve bizde işler böyle yürüdü. Benim çocuk hafızamda en çok kalan anılardan biri  işte bu yüzden mutfak sohbetleri oldu.

Yani evdeki sorumlulukları paylasmak sadece kadınları ilgilendiren bir söylem değil bu daha çok aile olabilmeyi , geçirilen kaliteli zamanı, oturduğunuz meskeni ev yapabilmek ile alakalı bir şey…

Bir de bu tür paylaşımların tek çocuklu ailelerde özellikle daha önemli olduğunu düşünüyorum.  Sonuçta Yiğit Alp in paylaşmayı öğrenmesi adına bizden başka şansı yok uzunnnnnnnca bir süre için :)

 

 

 

Oyun Oynuyoruz 3 Kasım

Bu hafta konumuz şekillerdi.

Hep beraber şekillerle oynadık,

Sert strafordan kestigimiz ucgen, kare ve dairelere kurdan sapladık, bunların biraz daha küçük boylarını kumbaraların içine attık. Bir kabın içine bir şeyleri atmayı çok seven Alp en çok bu oyunda kendini kaptırdı.

Son olarak da Iraz ın daha once bizim icin mukavvadan hazırladıgı kare, ucgen ve daireyi parmak boya ile doyasıya boyadık.

Burada çoğul kullanıyorum ama bu kendini çocuğu ile özdeşleştirmiş anne sendromundan kaynaklanmıyor, yanlış anlaşılmasın. Tüm bu oyunları ben de oynadım,Alp icin oyunu başlatım, gösterdim ve kenera çekildim…

Boyadığımız şekilleri özene bezene astık duvarımıza…

Bu kadar konsantre resim yapmış bir adama saygı duymak lazım en nihayetinde

Bu da Böyle Bir Oyun

Evet küçük prens doğru söylüyor biz büyükler bazen küçükleri anlamakta zorlanıyoruz. Mesela izlerken müthiş keyif almak ile birlikte biraz sonra size anlatacağım oyun çok meşgul büyükler için garip ve çok uzuuun gelebilir.

Şöyleki önce çocuklar için alınmış bir basamağı alıyoruz.Evin uygun bulduğumuz bir yerine taşıyoruz, buradaki uygunluk şöyle destek alabileceğimiz canlı ya da cansız bir nesnenin yanı… Bu anne de olabilir dolap da fark etmez yeterki sağlam olsun !

Sonra üstüne çıkıyoruz, bir süre sağa sola baktıktan sonra çömeliyoruz. Sonra ayağa kalkıp aşağı iniyoruz ve totomuzu arka arka yaklaştırarak basamağın ucuna geliyoruz. Basamağın ucuna geldiğimizi hissedince hooop totomuzu bırakıyoruz. Bu şekilde son aşama olan basamağa oturma aşamasını gerçekleştirmiş oluyoruz.

Bu oyunda unutulmaması gereken nokta oturunca kocaman bir gülücük suratımızda mutlaka olacak… Anneler buna bayılıyor sonrası gerçi biraz şapur şupur öpme seansı oluyor. Ama bu anneler ehhhh dediğinde sıkıldığını anlayıp bırakabiliyor çok şükür…

Bu oyunu 10 – 15 kere artık paşa keyfimiz ne kadar isterse tekrarlıyoruz.

 

Oyun Oynuyoruz 14 Ekim

Bu hafta oyun grubundaki tema

“Mutfakta Çok Eğleniyorum; Yaşayarak Öğreniyorum”

Neler yaptık kısmına gelince

Önce yiyecekleri kestik biçtik

Önceden kesilmiş ahşap oyuncak yiyecekleri ahşap bıçaklar ile kestik.

Oynadığımız set PLAN TOYS’un aşağıdaki oyuncağının bir türevi idi

Bunlar ile yeterince oynadıktan sonra sırası ile muz, peynir ve ekmek kesebilirlermiş…

Panik yok kullanacakları bıçak aslında bıçak olmayan ama bıçak gibi davranan şu meyve bıçakları var ya onlardan…

Meyve ve sebzeleri bir kenara koyduk ve oyuncak hamurlarını merdane ile açtık, kestik biçtik mıncıklama işimiz bittikten sonra ahşap havanlara koyup bir güzel ezdik…

En son olarak da krepon kağıtlarını önce bir güzel yırttık, sonra kırptık ve bu parçaları daha önce hazırlanan domateslerin üstüne yapıştırdık…

Bu hafta tam konsantre bir oğlum vardı oyun grubunda hasta olmasına rağmen iyi idare ettik.

Şimdi bu anne oyunları tekrar etmek üzere bu anne internetten oyuncak siparisi vermeye başlar…

Herkese iyi haftalar