Cumartesi günü anne olarak sanırım çıldırdığım bir ana denk geldi,
Bir adet 14 aylık ile birlikte büyükada gezisi üstüne oyun grubuna katıldık.
Hala yorgunum ama olsun çok keyifli bir gündü…
Ada gezisi başka bir yazının konusu olsun, beim ilk oyun grubu tecrübesini anlatasım var.
Öncelikle neden olduğunu bilmemekle birlikte ben pek bir heyecanlıydım.
Hani sanki ona değil bana oyun grubuna gidiyoruz…
Aslında gerçekten birazcık da bana oyun grubuna gitmiş gibi olduk,
Ben Alp’i seyrederken çok eğlendim…
Önce beraber şarkılar söyledik, birbirimize hoş geldin dedik
Sonra da masaların başına geçtik cümbür cemaat
Haftanın konusu
“Renkleri Öğreniyorum; Oynayarak Kendi Renklerimi Yaratıyorum”
Haliyle gelsin parmak boyalar, gitsin oyun hamurları şeklindeydik.
Bu arada parmak boyalar ve oyun hamuru ev yapımı…
Alp pek bir eğlendi, ben de çok eğledim
Bu haftanın ben de kalan özeti şu oldu:
Oyun oynamak icin size aslında sizin oyunu başlatmanıza ihtiyacı var bu yaşlarda.
Yani oyun dediğin bir büyüğün gözetiminde oynanıyor.
Bu işin hassas bir dengesi var sanırım, oyuna teşvik etmekle onu zorlamak arasında, buna dikkat etmek gerekiyor.
15-24 ay arasındaki çocuğunuz için oynamak demek kirlenmek demektir, dağıtarak oynuyorlar bırakın öyle kalsın müdahale etmeyin !
Yani salonun ortasında her ne kadar yere bir seyler sersenizde parmak boya yapmak hiç iyi bir fikir değil en güzeli banyo, balkon gibi yıkanabilir ıslak zeminleri kullanmak
Bir de bu haftadan kalan bir şey var ki benim için çok özel
Alp’in ilk resmi

Kimbilir belki bir gün ilk sergisinde bu resmi asarız.
Tamam abartmış olabilirim birazcık…