Ben bu resimleri çekerken cok eğlendim. Mustafa nin Yigit Alp in bezini ilk kez degistirme çabası…Durum şimdi nasil derseniz Yiğit Alp eğer babası varsa onun giydirmesini istiyor.
Ve bu durumdan cok mutluyum evet yaşasın :)
Ben bu resimleri çekerken cok eğlendim. Mustafa nin Yigit Alp in bezini ilk kez degistirme çabası…Durum şimdi nasil derseniz Yiğit Alp eğer babası varsa onun giydirmesini istiyor.
Ve bu durumdan cok mutluyum evet yaşasın :)
Bebek alışveriş danışmanlığı diye birşey varmış yeni öğrendim.
Ben buna yok artık diyorum, bu biraz fazla. Bunun için danışmanlık almanıza gerek yok etrafınızda yeni çocuğu olmuş bir iki anne bulup ona neler kullandın, neler gerekli ve neler gereksiz diye sormanız ve tüm bunlardan bir çıkarım yapmanız yeterli..
Bu konudaki bir danışmanlık -biraz üzgünüm ama- yeni anne babayı sömürmek gibi geldi…
O yüzden benden bir kamu hizmeti işte size alış-veriş danışmanlığı…
Uzun çorapta dolanırken buldum Metin Solmaz ın bu yazısını, sonra yazının orjinalinin Radikal de babalar gunu munasebeti ile yazıldığını öğrendim.
Kendisini tanımadığım için izin alamıyorum yayınlayabilir miyim diye… O yüzden de linki vermek en doğrusu geldi
Ama
Şu kısmı da paylaşmadan geçemedim
Ben, erkekliğin müstakil bir durum olduğundan çok emin değilim. İmalatı yarım kalmış sanki. Dört yaşında birer kız ve erkek çocuğu tasavvur edin. Kız, oyuncaklarıyla bir hayat simülasyonuna dalmışken oğlan elindeki arabayı saçma sapan sesler çıkararak sürer. Büyürken de böyle gider bu. Ortaokulda kızlar gelişimini hemen hemen tamamlamışken erkekler ‘kale benim’ filan oynar.
Hem erkeklik ha bire olunan bir şeydir. Çoğu gazdır. Sünnet, askerlik, evlenmek, iş yahut çocuk sahibi olmak. Bu aşamaların hepsinde bir daha “Hadi erkek oldun artık”tır. Ne artıksa artık. Hep bir beş yaş zekâsına hitap etme hâli de hediyesi.
Bu tekrar tekrar erkek oluşlar içerisinde babalık en hüzünlüsüdür. Erkeğin biyoloji başta olmak üzere pek çok konudaki acizliğinin deklarasyonudur. Eşitsizlik prodüksiyon aşamasında başlar. Kadının bir tek yumurtasına karşılık olarak gönderilen iki yüz milyon sperm çöp yolunda gayet onur kırıcı bir muamele görür. Hamilelikte? Hormonal dengesi bozulmuş ve her türlü kaprise açık anne adayı, içinde bir canlı büyütürken baba adayına düşen ona kesintisiz iyi davranmaktır. Doğum geldi, biter mi? Sütün birinci kaynağı moral. Hormonlar da hâlâ aktif. Sıkıysa uluorta fikirlerinizi söyleyin bakalım. Eş-dost, hısım-akraba? Kesintisiz bir anne kayırma çabası. Herkes dönüp aynı şakayı bulacak kadar yaratıcıdır: “Ay inşallah annesine benzer.” Babaya da tembih kalır: “Artık şuna şuna dikkat etmen lazım.” Ya bebek? Haşmetmeap doğduğu zaman sehpa ile babası arasında minör farklar görür. Sen 9 ay özlemle bekle, kapris çek, sakalını süpürge et; sonra kapıdan her girdiğinde yeni birisi sansın seni.
Bir de şu kısım var,
Hayatın erken bir formu…
Hayatımda en çok babayla bir arada 28 günlük şan ve şerefle dolu askerlik hayatımda kaldım. Koğuş denilen bir hangarda 400 erkek bir arada yatıyorduk. Bunların en az yarısı babaydı. Ve neredeyse tamamı kendisine bakmaktan acizdi. Yedi çocuklu bir tanesi ayaklarını tütün kolonyasıyla yıkıyordu. Böylesinin daha hijyenik, temiz ve ‘güzel’ kokulu olduğuna karar vermişti. Özellikle gece oluşan koku ve ses durumu kâbustu. Pek çoğuna önce annesi bakmış, sonra da karısı. Hiç kendilerine bakmaları gerekmemişti ki… Bana da ayakkabı bağlamanın yahut yatak düzeltmenin 30 ila 50 yaş adamlara nasıl olup da 2’şer saatlik eğitim konuları olabildiğini anlamaya çalışmak kalmıştı.
Bir de
Velhasıl, sözüm kadınlara. Bu bütün anneler kutsaldır gazına gelmeyin lütfen. Bütün anneler kutsalsa N.Ç.’ye tecavüz eden erkânı, Kenan Evren’i yahut Julio Iglesias’ı tavuklar mı yumurtlamıştır? Yumurta demişken, sperm/yumurta asimetrisini unutmayın. Eşlerinize, sevgililerinize kızdığınızda biraz daha düşünün. Birçok irrasyonel durumda devreye sokabileceğiniz hayvan sevgisi, anlayış çıtanızı yükseltecektir. Bizlerin hayatın erken bir formu olduğumuzu, sizin unuttuğunuz detayları öğrenmeye çalıştığımızı unutmayın. Erkek milletinin nihai çabası kendisini size ve topluma beğendirmeye çalışmaktan ibarettir.
Tamam farkındayım zaten yazının büyük bir kısmını paylaştım.
Ama yine de hayatın erken bir formu kısmına hangimiz evet demediki içinden ?
Tamamı için;
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1091156&CategoryID=138
Yine geç kalmış bir yazı yazıyorum… Evet milyonkere söyledim ama yine söyliyim ben blog yazmaya çalışan çalışan bir anneyim.
Hazır babalar günü gelmişken ütopik baba ile tanıştırmak isterim sizi.
O benim kahramanım, beyaz atlı prensin çocuk sahibi olmuş versiyonu ve pek tabiki de gerçek değil… Ama gelecekteki gelin kızım sana söz oğlumu bu konuda eğiteceğim.
Not: Görsel VitrA nın babalar günü mesajından, zaten çok ama çok gerçeküstü değil mi ?
Ütopik baba aşağıdaki gibi nev-i şahsına munasır, her eve lazım muhteşem bir kişiliktir:
Tanıdığım büyük babaların ellerinden yaşıtlarımın ve baba olmak üzere olanların gözlerinden öperim…
Babalar gününüz kutlu olsun !
Mustafa Balbay ın anneler günü için yazdığı bu yazı beni çok etkiledi…
http://www.ilk-kursun.com/haber/104166
Çünkü ben de babası evden uzakta olan bir çocuğun annesiyim. Mustafa şantiyede ve iki ya da üç haftalık periyotlarla geliyor evimize…