Kategori arşivi: things I dont have to do

Yapmak Zorunda Olmadığım Şey: Yılbaşı Ağacı

Yılbaşı geliyor yaşasın

Çok severim ben yılbaşını, bayramları…

Hediye vermeyi, hediye almayı, süslenmeyi, evi süslemeyi, artık bir de oğlumu süslemeyi…

Çok güzeldir çok

Bu sene yılbaşı moduna erken girmek , bakınca içimi ısıtacak birşeyler evimde olsun istiyorum.

Bu sene güzel şeyler erken gelsin istiyorum.

O yüzden de evde ufak ufak yılbaşı süslenmesine başladım.

Daha önce anlatmıştım; kendin yap ailelerine  çok özeniyorum ve zamanım oldukça (yani çok ama çok nadir) ben de bir şeyler yapmaya çalışıyorum.

O yüzden istedim ki bu yılbaşı ağacını ben yapayım.

Harika kendin yap fikirleri var

Rusça olduğu için ne yazdığını anlamadığım ama resimlerine bakarak mutlu olduğum bir blogda çok güzel toplanmış fikirler var. Şidetle tavsiye ederim yukarıdaki resim de ordan mesela.

Buradakilerden bir şeyler de yapabilirim

ama

ben cok yaratıcı bulduğum cafe nohut’un yılbaşı ağacından yaptım.

Kocaman olsun istedim ama evdeki karton ölçüsü, bendeki sabır ve zaman

yaklaşık 30 cm’lik  bir ağaç ile yetinmemi gerektirdi.

Fotoğraf bir miktar kötü olmak ile birlikte

Yine de olsun yılbaşı geldi !!!

Çok önemli not: Tabiki de kağıttan yapılma bu çam ağacımız Yiğit Alp’in ulaşamayacağı yüksek bir yerde :)

Gereksiz not: Buradaki kız bebeği pek sevmekteyim.

91 Magazine

Pek bir severek takip ettiğim cafe nohut sayesinde tanıştığım online bir dergi,

Pinterest ve bloglar arasında pek popüler, benim bunu şu an görüyor olmam da bunun kanıtı aslında :)

İçinde yapılabilecek, Yiğit Alp in odasına aaa bu süper olurmuş dediğim onlarca şey var.

Pek güzel, pek renkli, pek hafif…

91 magazine ‘ nin sonbahar 2012 sayısı

 

Yapmak Zorunda Olmadığım Şeyler…

Yaklaşık bir ay önce gaza geldim, böyle içimde sürekli bir yaratma isteği, kağıtları kırpıyım, dikiş dikmesini öğreneyim birşeyler yaratayım hissiyle doldum taştım.

Yeni bir sürü şey yapacaktım, bir sürü …

Hatta bunu için blogumda yeni bir sayfa açtım. Sonra efendim bu iş çok sararsa ve de yazılarım çoğalırsa –bak bak nasıl bir gaza gelmişim– diye bir de blog açtım hani isimleri aynı olsun diye…

İlk zamanlar evet bir kaç akşam kestim, biçtim, diktim güzel de oldu aslında ama sonra sonra Alp in ütüsü, Alp yemek yemiyor bu aralar bu konuda bir araştırmalı sorumluluğu ile dalınan kitap okuma seansları , insan olduğum için yorgunluk hissi ve uyku ihtiyacı girdi araya …. Yapmak zorunda olmadığım şeyler projesi sekteye, bu zavallı bünyede hayal kırıklığına uğradı…

Ama her gün bir saat daha az uyumaya alıştırırsam bünyeyi belki bir birşeyler yapabilirim, ne dersin

Şaka delirmedim daha ama Yine de insan 5 saat uyku ile idare etse ne güzel olurdu acaba diyorum bu yönde bir evrim geçirmenin zamanı gelmedi mi hani şöyle kısa vadede alışıverse bünyemiz

Evet çok uykusuzum ben bu gün

Bir de bu nerden çıktı derseniz nurturia da gördüğüm el yapımı bebek ayakkabılarından ben de yapsam mı diye düşündüm bir miktar sonra güldüm geçtim bu yazıyı yazdım. Sizin belki biraz zamanınız var ise ya da 5 saat uyku ile yaşamayı çözebildiyseniz  modeller ve kalıplar bakınız nurturia

Tüm zaman fakiri annelere sevgilerle…

Aybala