Kategori arşivi: 18-24 ay

Herşeyin Bir Zamanı Var

Şu ana kadar annelikten ne öğrendin deseler, ilk aklıma gelen bu başlık olur sanırım. Herşeyin bir zamanı ve her çocuğun kendine özgü bir temposu var.

Yiğit Alp’in kitap okumasını çok önemsiyorum.Ama gel gör ki Yiğit Alp çok da kitaplara ilgi göstermiyordu.Teklif ettiğim zaman beraber bakar, kimi zaman naaa – bu hayrı demek oluyor- diyip bir kenera atardı. Son safhada dağınıklılığı evememe rağmen evin içinde sadece kütüphanede değil heryerde kitap görsün diye sağa sola kitap serpiştirmişliğim bile oldu.Ama yok olmadı. Bizim ufaklık kitaplara ilgi göstermedi.

Ne yapalım bu da böyle olacak galiba derken  bir anda gece uykuya hazrılanırken pisi kedi kitaplarını istedi.

0-3%20pisi-kedi-oyun-zamani_66454 Bu kitaplar aslında bir kedi ve arkadaşlarını konu alan 2 yaş altı için hazırlanmış bir seri. Yazarı ise Lara Jones, İş bankası kültür yayınlarından çıkmış. Ama internette araştırdığım kadarı ile basımı artık yapılmayacakmış, umarım doğru değildir, ailece yıkılabiliriz bu habere :)

 

Bizde iki kitap var,gittik aldık beraber,  ikisini birden okudu ve yanına yatırdı kitapları, bildiğin böyle özene bezene yan yana…Önce anlamadım, toplamaya çalıştım: sinirlendi, tekrar düzeltti. Üç gecedir kitapları önce okuyor sonra da onlarla birlikte uyuyor. Durumu sevinerek ve de şaşırarak izliyorum, yok mudur acaba kitap sevgisinin orta yolu :)

Kitap okumayı sevdirmek gibi bazen bazı konularda  sabırsızlanıyorum.İstiyorum ki Yiğit Alp de mesela kitap ile ilgilensin ya da mesela bu hissi bir de kendi kendine yeme becerisi konusunda yaşamıştım, istemiştim ki döke saça deneyerek yesin kendi … ( Bu arada döke saça yemek konusunda bu aralar çok başarılı :) )Ne zaman bir konuda bu aceleciliğimi  hissetsem, hemen kendime engel oluyorum. Sonuçta her çocuğun bir temposu ve o tempo içinde zamanı var, zamanı geldiğinde eğer o özelliğini geliştirebileceği kaynaklara ulaşabiliyor ise herşey olması gerektiği gibi yani çocuğun temposunda gidiyor.

Yani kısaca sabırla bekle !

Annelik insanı nasıl da terbiye ediyor :)

 

 

 

 

Oyuncak Keşfi: Curvy Board/ Waldorf Rocker Board

Alternatif eğitim üzerine kafa yormaktayım, daha derinlemesine okumak istiyorum ama malum taşınma öncesi konsantrasyonum bu süreci kazasız belasız atlatmak üzerine !

Yine de arada internette ilgilimi çeken yazıları okuyorum.

Algıda oldukça seçici bir şekilde buluyorum montesorri, waldorf, summerhill gibi kelimeleri :)

ETSY denen muhteşem sitede Yiğit Alp için oyuncak ararken birden Curvy Board/ Waldorf Rocker Board çıktı karşıma.

2

Bayıldım.

1

Hatta ben de oynamak istedim.

Kendi sitelerinde  da bir de videoları var.

Bunu izleyince ben daha da çok oynamak istedim.

Bu arada yapan şirketin adı open ended creations.

İsimlerini de pek bir sevdim.

Alsak mı ?

3

Bana mı Benziyor Bu Çocuk Acaba ?

Ben birşeye ilgi duyduysam mesela, onunla enine boyuna ilgilenir, tüm dikkatimi ona veririm ve işin suyu çıkana kadar ondan başka birşey yapmam. Yeni bir şarkıcı mı keşfettim, günlerce onu dinlerim, yeni bir yazar mı gider bütün kitaplarını okurum, yeni bir hobi mi buldum onun suyunu çıkaran kadar araştırır, dener, kursa giderim. Böyleyim yani ya hep ya hiç, bir işin ucundan hiç öylesine tutmamışımdır, ilgimi çekmediyse de birşey iki cihan bir araya gelse dikkatimi veremem.

Nasıl oldu, ben mi kendime benzettim yoksa bu onun karakterimi bilmiyorum ama Yiğit Alp de böyle…

Önce oyun hamuru ile başladı mevzu, haftalarca oyun hamurundan ay dede yaptı ailenin tüm fertleri, eve gelen arkadaşlar. Kimi gözüne kestirse tuttu elinden “a dedde, adede” diyerek odasına götürdü, çıkardı hamurları oynadı. Tam umudu kesmiş ömrümün geri kalanını oyun hamuru ile geçirmeye hazırlamıştım ki kendimi; dikkatini legolar çekti. Yaklaşık bir haftadır legolar ile içli dışlıyız. O legodan kule üstüne kule dikerken, yanında birilerin de onunla oynamasını istiyor. Oyun hamurunun bir haftadır yüzüne bile bakmıyor varsa yoksa lego. Ahşap bloklarla oynayalım diyorum mesela, mümkün değil illa ki lego yapıyoruz.

Bir sonraki ilgi alanını merakla beklemekteyiz.

İyi mi kötü mü bilemedim ama bu adam bu huyu ile annesine benziyor :)

Bu Fikri Sevdim…

Toprak, annesinin değimiyle topik dünyanın bir sürü yerinden kartpostal alan 1,5 yaşında tatlı bir çocuk…

Hem de tanımadığı insanlardan, bilmediği dillerde…

Blog sayesinde tanıştığım Simge ve eşinin bu harika fikrini çok sevdim.

Tam-ekran-yakalama-03_03_2013-114133

Toprakcık bol bol gezsin, eğlensin,

Bir de kendime kocaman not ilk seyahatimizden Toprak’a kartpostal gönderile !