Sosyal medyada annelik halleri genelde muhteşem. Güzel fotoğraflar, harika anılar ve hep mutlu giden bir annelik hali var. Öncelikle tabi ki paylaşılmalı güzel anılar ama ekranda sanki hayat hep öyleymiş, uyumayan, çamurun içine bulanan bir tek sizin çocuğunuzmuş, bir tek siz annelikte mükemmel değilmişsiniz gibi duruyor.
Bir çoğumuz biliyoruz, bu bir eğilim insanların yeni vitrini sosyal medya ve herkes bu vitrinin tasarımını kendi yapıyor tüm bu makyaj yapıp, süslenip püslenip fotoğraf çekmeler ondan evet öyle biliyoruz ama yine de insan hep bu mutluluk hallerine bakınca acaba sorun benim anneliğimde mi, bende mi diye düşünmeden edemiyor.
Kendi adıma bazen “ama baksana nasıl da her şeyler yolunda bazı annelik hallerinde” desem de yine de hata yapan anneler gurubunun çok kalabalık olduğunu ve bunun da çok sağlıklı bir durum olduğunu düşünüyorum. En nihayetinde hepimizin çocuğunun burnunda sümük kurumuşluğu var. Var değil mi, bir tek ben değilim değil mi çocuğunun burnunda kurumuş sümük bulan :).
Anneliğimin ilk zamanlarında bu mükemmel annelik halleri beni çok yıpratmıştı.
Ben de kendi bloğuma baktım, neredeyse hep musmutlu anılar, süper annelik halleri var. Evet benim bu bloğu yazmaya başladığım zaman ki amacım oğluma iyi anılarımızı bırakmaktı ama iş o boyuttan çıktı kendi kendime mırıldanmalara ve bunu da paylaşmaya döndü. O yüzden olur da annelik hayatımın mükemmel geçtiği yanılgısı okuyan bir kişide oluşur da kendini kötü hisseder diye ben de düzenli olarak annelikte çuvalladığımı hissettiğim anları yazmak istedim.
İlki en büyüğu, kafamı ve beni en çok meşgul eden olsun o zaman:
Uyku
Ben ki uyku eğitimi verdim, hem kendim hem oğlum için bunu yapmam lazım dedim, inandım ve yaptım. Burada da uzun uzun anlattım. Yine olsa yine yaparım, çuvalladığım nokta bu değil :)
Bir gün Yiğit Alp hasta oldu, yanımda yatırdım.
Film koptu…
Mustafa hep uzakta, hep özlenen, eşinden destek alabilen annelere göre biraz daha yoruluyor olabilirim ve evet çalışıyor ve de oğlumu özlüyorum. Tüm bunları toplayınca bana da iyi geldi ona sarılıp uyumak.
Annelik ömür boyu sürecek çelişki ile yaşama becerisi zaten.
Şu an üç yaşında kendi yatağında yatmayı ret eden bir oğlum var.
Buyur o güzelim kendi başına uyuyan çocuğu ellerimle bitirdim.
Sürekli kafamda dönüp duruyor ne yapsam nasıl yapsam bu yaştan sonra tabi ki Ferber de olmaz. (Bir küçük not bu yöntem üç yaşına kadar uygulanabiliyor).
Yani yeni bir uyku macerası beni bekliyor…
Not: Bundan sonra düzenli olarak paylaşacağım çuvallamalarımı, siz de paylaşın, anlatın hem paylaştıkça rahatlıyor insan hem de birbirimizi mükemmel hallerimiz ile yormayalım daha fazla..
Aybala