Yiğit Alp’in fotoğraflarına baktım uzun, uzun nasıl büyümüş nasıl değişmiş nasıl kocaman bir adam olmuş; şaşırdım kaldım…
Bir süre sonra fotoğraflara bakarken İstanbul’daki evimizi özlediğimi fark ettim.
Yiğit Alp’in doğduğu ev olduğundan mı ?
Yüksek tavanlı, aydınlık bir ev olmasından mı ?
Evin tüm odalarına açılan kocaman balkonlarından mı ?
Saatlerce sohbet ettiğimiz, yemek odasından mı ?
Bilmiyorum neden ama dedim ya özledim…
Tabi ki daha güzelleri olacaktır, daha yaşanacak bir sürü güzel anı sevilecek bir sürü “yuva” vardır
ama
Bu gün burnumun direği sızladı İstanbul’daki evimizin resimlerini görünce…
Neden bilmem aklıma düştünüz ve blogunuza bir bakayım dedim Yiğit Alp i merak ettim annenizi ve sizi ben istanbul dan Yiğit Alp in park arkadaşı Duru Su nun annesi doğrusu büzde özledik sizleri Yiğit Alpi yolunuz düşwrse İstanbula parka gelirsiniz bekleriz …mutluluklar yolunuz açık olsun çok selamlar annenize küçük adamı öpüyoruz :)
merhaba,
Ne güzel sürpriz oldu böyle, birden sizi duymak…
Erenköy parkı ne kadar güzeldi… Aslında büyük şansmış o park biliyor musunuz ?
İstanbul a Yigit Alp ile geldiğimde mutlaka uğrayacağımız yerler listesinde bir numarada
Umarım görüşebiliriz tekrar
Duruyu çok öpün benim için
Selamlar