Soma da açıklanan rakamlara göre 487 çocuk için hayat durdu. Onların şimdi babası yok, gelecekleri belirsiz çünkü devlete güvenimiz yok.
Onların acısını anlamam mümkün değil ama kendi kişisel durumumuzdan az biraz tahmin edebiliyorum.
Yiğit Alp in babası şantiyede hafta sonları gelebiliyor.
Oğlum her akşam istinasız babasını soruyor, işi bitmiş midir diye?
Ben de yok diyorum oğlum cuma günü bitecek cuma günü gelecek baba…
O an kocaman bir hayal kırıklığı oluyor Yiğit Alp de, belli ki babasını çok özlüyor…
Şimdi
Soma’da ki 487 çocuğumuza kim anlatabilir babalarının hiç gelmeyeceğini ? O hayal kırıklığı, o acı, o özlem nasıl dindirilebilir.
Maalesef öyle bir ülke de yaşıyoruz ki…
Oğlumun babasını gördüğünde yüzüne yerleşen o sevinç, hoplayıp zıplaması benim vicdanımı zorluyor.
İnsan artık içi sızlamadan oğluna bile sarılamıyor…