Elma Çocuk Yayınlarından çıkmış Ursula K. Le Guin nin bir kitabı. Kitap 8 yaş ve üzeri olarak katagorize edilmiş. Benim almamın sebebi ise tüm kitaplarını okuduğum bu yazarın hikayelerini oğluma anlatabilmek ve beraberce resimlerine bakmak.
Ben resimlerini sevdim, benim çocukluğumdaki Ayşegül serisinin resimlerine benziyor :) O yüzden çok tarafsız bir yorum yapamayabilirim farkındayım.
Mohalı düşünen adam ile Maholu yazan kadının arkadaşlığını anlatıyor kitap. Adam düzenli ve temiz bir evde yaşıyor ve sık sık düşüncelere dalıyor. Kadın ise dağınık ve sürekli yazıyor. İnsanın aklına ilk gelen acaba bu Ursula Hanımefendinin kendi hayatından bir kesit mi acaba oluyor. Belki de kocasıyla olan ilişkisini tarif ediyor. Adam ve kadın sık sık birbirlerini ziyaret ediyorlar, berber yemek yiyiyorlar ve bu çok farklı iki insan birbirini değiştirmeye çalışmadan, birbirlerini yargılamadan dostluklarına devam ediyorlar. Bu kısmı ben çok sevdim yani farklılıkları ile barışık iki yetişkinin sıcak dostluğu çok hoşuma gitti. Sonra adam bir gün bir çocukları olmasını düşiüyor: adamın düşündüğü bir kız çocuk. Kadın önce itiraz ediyor bu düşünceye sonra ise yavaş yavaş o da düşünmeye başlıyor bir çocuk fikrini ve bir oğlan çocuk istediğine karar veriyor. Adamın hayal ettiği kız çocuk bir çift ayakkabı, bir çift çorap ve kırmızı bir elbise ile kadının evinde beliriyor. Kadının düşündüğü oğlan çocuk ise adam evine dönerken, derenin kenarında, her zaman balık avladığı yerde beliriveriyor. Kız ayakkabı, çorap ve elbiseden ibaret, oğlan çocuğununsa olta takımı, hatta uçan balıklar için ağı bile vardı. Sonra kadınla adam, çocukları değiş tokuş etmeye karar veriyorlar.Kız adama gidiyor, oğlan kadına. İşte o zaman durum biraz garipleşiyor. Çorbaya koyacak yeterince balıkları olmadığı için avlanmaya giden çocuk, neredeyse eve sığamayacak kadar büyüyor, kız çocuğuysa ayakkabı, çorap ve elbiseden ibaret kalıyor. Peki çocukları şekillendiren neydi ? Adam ve kadının beklentileri tabiki de ! Adam kızdan pek fazla şey beklememişti, kadınsa oğlandan pek çok şey beklemişti. Sonrasında adam ve kadın bu iki çocuğa ne yaptıklarını farkediyorlar da işler normale dönüyor. Kadın oğlan çocuğundan çok fazla şey beklediğini fark ediyor, adam ise kız çocuğu üzerinde aslında çok da fazla düşünmediğini ve en nihayetinde onları oldukları gibi kabul edip mutlu bir şekilde yaşamaya devam ediyorlar…
Kadın ve adamın ilişkilerinde yaşadıkları birbirlerini olduğu gibi kabul etme ve yaşama fırsatını ilk başta çocuklarına vermiyorlar. Kendi istek ve ihtiyaçlarına göre onları şekillendirmeye çalışıyorlar. Fakat sonradan neyseki bu hatayı görüp onlara kendileri gibi olma şansını veriyorlar ve öylece kabul ediyorlar onları ki masal böylece mutlu sona ulaşıyor.
Yeni bir anne olarak bana hımmmm dedirten ve üzerine düşünmemi sağlayan bir kitap oldu. Evet yetişkinleri olduğu gibi kabul etme ve onları değiştirmeye çalışmama konusunda az çok hepimiz terbiye olmuşuzdur ama çocuklarımız için buna hazırmıyız yani onları hayata hazırlayıp eğitelim derken acaba kendi ihtiyaçlarımıza göre şekillendirmeye mi çalışacağız. Çok ince bir denge….
Yani işin özü bu masal hem Alp e hem de bana birşeyler anlattı biraz ki iyi masal dediğin de böyle olmaz mı :)
Ursula Le Guin benim de çok çok beğendiğim bir yazar, bu kitabı bilmiyordum, iyi oldu yazman :)